20181013

Hayyam'dan Dörtlükler

Beni özene bezene yaratan kim? Sen!
Ne yapacağımı da yazmışsın önceden.
Demek günah işleten de sensin bana:
Öyleyse nedir o cennet cehennem?

---

Varlığın sırları saklı senden, benden;
Bir düğüm ki ne sen çözebilirsin, ne ben.
Bizimki perde arkasında dedikodu
Bir indi mi perde, ne sen kalırsın, ne ben.

---

Sevgili seninle ben pergel gibiyiz:
İki başımız var, bir tek bedenimiz.
Ne kadar dönersem döneyim çevrende:
Er geç baş başa verecek değil miyiz?

---

Öldürmek de yaşatmak da senin işin;
Bu dünyayı gönlünce düzenleyen sensin.
Ben kötüyüm diyelim, kimde kabahat?
Beni böyle yaratan sen değil misin?

---

Ey güzel, sen ki bana derdi derman edensin;
Şimdi çekil önümden diye ferman edersin
Senin yüzün canımın kıblesi olmuş bir kez,
Ne yapsın, kıble mi değiştirsin bu can dersin?

---

Dün özledim de seni coştum birden bire,
Çıktım senin yerin dedikleri göklere.
Bir ses yükseldi ta yukarıda, yıldızlardan;
Gafil dedi; bizde sandığın Tanrı sende!

---

Ha Belh'te ölmüşsün, Ha Bağdat'ta hepsi bir;
Kadeh doldu mu acı olsa da içilir.
Keyfine bak; çok aylar doğmuş batmış sensiz;
Sensiz daha çok ayların on dördü gelir.

---

Bu zamanda az dostun olsun, daha iyi.
Herkesle uzaktan hoş beş edip geçmeli.
Can gözünü açınca görüyor ki insan
En büyük düşmanıymış en çok güvendiği.

---

Feleği döndürebilir misin muradınca?
Ne çıkar gök yedi kat değil sekiz katsa?
Er geç toprağa karışıp gidecek gövdeni
Ha ovada kurt yemiş, ha mezarda karınca.

---

Sevgilim, ömrü derdim gibi bitmeyesi,
Bu sabah bütün cömertliği üstündeydi.
Bir göz atıverdi bana geçip giderken:
İyilik et denize at mı demek istedi?

---

Ben içerim, ama sarhoşluk etmem:
Kadehten başka şeye el uzatmam.
Şaraba taparmışım evet taparım:
Ama senin gibi kendime tapmam

---

Bir put demiş ki kendine tapana:
Bilir misin niçin taparsın bana?
Sen kendi güzelliğine vurgunsun:
Ben ayna tutar gibiyim sana.

---

Aşk bir beladır, ama Tanrıdan gelme;
Halk neden karşı koyar Tanrı emrine?
Bize her şeyi yaptıran kendi madem,
Kulu sorguya çekmenin alemi ne?

---

Tepemizde dönüp duran gökler
Büyücünün fanusu gibidirler:
Güneş bu fanus içinde lamba
Biz de gelip geçen görüntüler.

---

Yüzümde pırıl pırıl sevinç gördüğün gün,
Nice konakları yıkılmıştır gönlümün.
Dalgıçsan dal gözlerimin denizine bak;
Dibinde mahzun bir deniz kızı görürsün.

---

Gönül dedi: Ben neyim ki, bir damla sadece;
Ben nerede, görmediğim koca deniz nerede!
Böyle diyen gönül denize kavuşunca
Baktı kendinden başka şey yok görünürde.

---

Hem aklın mutluluk peşinde senin,
Hem söylerim, söylerim dinlemezsin;
Aldığın her nefesin kadrini bil
Ot değilsin ki kesildikçe bitesin.

---

Seher yeli eser yırtar eteğini gülün
Güle baktıkça çırpınır yüreği bülbülün
Sen şarap içmene bak, çünkü nice gül yüzler
Kopup dallarından toprak olmadalar her gün.

---

Bu yıldızlı gökler ne zaman başladı dönmeye?
Ne zaman yıkılıp gidecek bu güzelim kubbe?
Aklın yollarıyla ölçüp biçemezsin bunu sen
Mantıkların, kıyasların sökmez senin bu işte.

---

Senden benden önce de vardı bu gün bu gece
Felek dönüp durmadaydı hep bu gördüğünce
Usulca bas toprağa, çünkü bastığın yer
Bir güzelin gözbebeğiydi beş on yıl önce.

---

Bulut geçti, göz yaşları kaldı çimende
Gül rengi şarap içilmez mi böyle günde?
Bugün bu çimen bizim, yarın kim bilir kim
Gezecek bizim toprağın yeşilliğinde.

---

Akılla bir konuşmam oldu dün gece;
Sana soracaklarım var dedim;
Sen ki her bilginin temelisin,
Bana yol göstermelisin.
Yaşamaktan bezdim, ne yapsam?
Birkaç yıl daha katlan, dedi.
Nedir; dedim bu yaşamak?
Bir düş, dedi; birkaç görüntü.
Evi barkı olmak nedir? dedim;
Biraz keyfetmek için
Yıllar yılı dert çekmek, dedi.
Bu zorbalar ne biçim adamlar? dedim;
Kurt, köpek, çakal makal dedi.
Ne dersin bu adamlara, dedim;
Yüreksizler, kafasızlar, soysuzlar, dedi.
Benim bu deli gönlüm, dedim;
Ne zaman akıllanacak?
Biraz daha kulağı burkulunca, dedi.
Hayyam'ın bu sözlerine ne dersin, dedim;
Dizmiş alt alta sözleri,
Hoşbeş etmiş derim, dedi.