20170923

Platon Şölen adlı yapıtında Aristophanes'in bir konuşmasına dayanarak, insanın bir türünün dört kollu, dört ayaklı, iki başlı Androgynos adlı bir varlık olarak yaratıldığını, ama bu mükemmel yaratığı kıskanan Zeus'un onları ayırdığını, bu yüzden insanın ömrü boyunca hep öteki yarısını aradığını anlatıyormuş, ister Sokrates ve Platon gibi önemli düşünürlerce, isterse Orhan ve Berrnd gibi sadık aşıklarca dile getirilsin, Esra bunu anlayamıyordu. Bir insan nasıl olur da başka birinde kendini bulurdu ya da kendini bulmayı bir insanla sınırlardı.

Patasana, Ahmet Ümit

Geçmişe Mermi Sıkmak

Açıklamaya hiçbir zaman yanaşmadığı bir sebep yüzünden Psikiyatri tahsilini yaptığı İstanbul'a dönme cesaretini bir türlü gösteremeyince, memleketi bildiği Ordu'ya temelli yerleşip mesleğini daha güvenli bulduğu sınırların içinde, tek bir kadına bağlı kalarak, dahası bu bağlılığı yüceltmeyi seçerek icra eden, çevresindeki herkesin çok geniş kültürüne bakarak neredeyse bir ansiklopedi gibi gördüğü, üzerinde ilk gençlik yıllarında istediği hiçbir nefesi almasına imkan tanımayan bir baskı kurmuş, hayalindeki börekçiyi açmasına, daha da kötüsü o Boşnak kızıyla evlenmesine izin vermeyen malumatfuruş babasının mesleğini, ısrarlarına karşı koyamayıp, yıllar geçtikçe başka bir çıkış kapısı bulamadığı için de kabullenen, hatta benimseyen, buna karşın böyle bir adama ve zaaflarına inat, Teşvikiye'de muayenehane açıp şık görünmeyi ve şık bir daire tutmayı seçmesi, bu tercihinin yaşattıkları sayesinde de gizli bir zafer gülümsemesiyle hayatını sürdürmeye kalkması, birçok kadınla ilişkiye girmesi, çok para kazanması, şöhreti tanıması, günün birinde çok acı çekmiş bir psikolog kadını çok sevmesi bile kendisine yetmemiş olmalıydı ki, evlenmesine iki ay kala, kızına tecavüz eden o babayı, tecavüzler farklıdır, üstelik her tecavüz bir başka cinayettir deyip Çek malı tabancasıyla öldürmüş, kalan son mermiyi de şakağına sıkarak artık görmeye dayanamadığı bu dünyadan kendi isteğiyle ayrılmayı daha doğru bulmuştu.

Bir cümlelik aşklar, Mario Levi

Derin Takip

Adı başarılı bir bilgisayar programcısına çıktığı halde hayatını bir türlü istediği gibi programlayamayan, üstelik yeni karşılaşmalara dair umutlarını da bir çeşit gereksizler, hatta kendi kayıplar dosyasında gizleyerek bir  nebze rahatlayabileceğine, dahası yeni oyunlar bulabileceğine her geçen gün biraz daha inanan Hilmi, genç yaşında o amansız, kalleş hastalıktan kaybettiği altı aylık karısına duyduğu doyumsuz,tükenmemiş aşkın ve yaşanmışlıklardan doğan ihtimallerle beslenen hasretin etkisiyle perdelerini kapalı tutulduklarında kendisine hapse tıkılmışlık hissi verdikleri için hep açık tutup, hep aynı masada elleriyle hazırladığı kuzu pirzola, tereyağlı yasemin pilavı, taze soğanlı kıvırcık salata ve cevizli kabak tatlısından oluşmuş iki kişilik sofrayı, her evlenme yıldönümlerinde vazgeçemediği anma töreni adına kurduğu akşamların on ikincisinde, bu yalnızlığı yaşadığı odayı adeta bir tiyatro sahnesi gibi gören, karşı apartmandaki dairesine kısa süre önce tasınmıs, dokuz yıldır da hiç kimseye anlatamadığı insandan gelecek telefonu bekleyen Nevin tarafından uzun uzun seyredildiğini, ancak birkaç hafta sonra, herkesi birçok sarsıntısı üzerine bir daha düşünmeye çağıran o hakiki depremin hemen ertesinde öğrenecekti.

Bir cümlelik aşklar, Mario Levi

20170913

Portredeki Cinayet

Hocalarının gençlik yıllarındaki yüreklendirmelerine, hatta teşviklerine rağmen, hayal ettiği o ressamı, hiç kimseyle uzlaşmamanın yeteneği doğurduğu yanılsaması ve Çek malı absent düşkünlüğü yüzünden bir türlü gün ışığına çıkaramayıp zengin evlerine sipariş üzerine manzara resimleri yaparak ayakta kalmaya çalışan Fehmi, hayatının portresini çizme fırsatını kaçırdığını, ancak o evlerin birinde yaşayan, bazen davetkar, kışkırtıcı, bazen de çaresiz, kederli bakışlarından etkilendiği, sürekli içine düştüğünü hissettiği, tarifini yapamadığı korkular girdabının etkilerinden bir türlü kurtulamadığı için Galatasaray Lisesi'ndeki başarılı öğrencilik döneminin ardından Paris'te moda tasarımı okumayı bile anlamlı bulmayan Nilgün'ün hiç kimseyi şaşırtmayarak ya da etrafındakilere o bekledikleri kabusu yaşatarak, kendi isteğiyle bu dünyadan ayrıldığını öğrendiği gün fark etti.

Bir cümlelik aşklar, Mario Levi