Açıklamaya hiçbir zaman yanaşmadığı bir sebep yüzünden Psikiyatri tahsilini yaptığı İstanbul'a dönme cesaretini bir türlü gösteremeyince, memleketi bildiği Ordu'ya temelli yerleşip mesleğini daha güvenli bulduğu sınırların içinde, tek bir kadına bağlı kalarak, dahası bu bağlılığı yüceltmeyi seçerek icra eden, çevresindeki herkesin çok geniş kültürüne bakarak neredeyse bir ansiklopedi gibi gördüğü, üzerinde ilk gençlik yıllarında istediği hiçbir nefesi almasına imkan tanımayan bir baskı kurmuş, hayalindeki börekçiyi açmasına, daha da kötüsü o Boşnak kızıyla evlenmesine izin vermeyen malumatfuruş babasının mesleğini, ısrarlarına karşı koyamayıp, yıllar geçtikçe başka bir çıkış kapısı bulamadığı için de kabullenen, hatta benimseyen, buna karşın böyle bir adama ve zaaflarına inat, Teşvikiye'de muayenehane açıp şık görünmeyi ve şık bir daire tutmayı seçmesi, bu tercihinin yaşattıkları sayesinde de gizli bir zafer gülümsemesiyle hayatını sürdürmeye kalkması, birçok kadınla ilişkiye girmesi, çok para kazanması, şöhreti tanıması, günün birinde çok acı çekmiş bir psikolog kadını çok sevmesi bile kendisine yetmemiş olmalıydı ki, evlenmesine iki ay kala, kızına tecavüz eden o babayı, tecavüzler farklıdır, üstelik her tecavüz bir başka cinayettir deyip Çek malı tabancasıyla öldürmüş, kalan son mermiyi de şakağına sıkarak artık görmeye dayanamadığı bu dünyadan kendi isteğiyle ayrılmayı daha doğru bulmuştu.
Bir cümlelik aşklar, Mario Levi