Hocalarının gençlik yıllarındaki yüreklendirmelerine, hatta teşviklerine rağmen, hayal ettiği o ressamı, hiç kimseyle uzlaşmamanın yeteneği doğurduğu yanılsaması ve Çek malı absent düşkünlüğü yüzünden bir türlü gün ışığına çıkaramayıp zengin evlerine sipariş üzerine manzara resimleri yaparak ayakta kalmaya çalışan Fehmi, hayatının portresini çizme fırsatını kaçırdığını, ancak o evlerin birinde yaşayan, bazen davetkar, kışkırtıcı, bazen de çaresiz, kederli bakışlarından etkilendiği, sürekli içine düştüğünü hissettiği, tarifini yapamadığı korkular girdabının etkilerinden bir türlü kurtulamadığı için Galatasaray Lisesi'ndeki başarılı öğrencilik döneminin ardından Paris'te moda tasarımı okumayı bile anlamlı bulmayan Nilgün'ün hiç kimseyi şaşırtmayarak ya da etrafındakilere o bekledikleri kabusu yaşatarak, kendi isteğiyle bu dünyadan ayrıldığını öğrendiği gün fark etti.
Bir cümlelik aşklar, Mario Levi